Se fini…
Capri
————————————————————
————————————————————
————————————————————
Artemis’in avcı kızlarından
Arethusa
gölde yüzerken
bir erkek sesi duyar.
Kendisini görüp aşık olan Alpheus‘un sesi…
Ondan kaçar, yolu Ortygia Adası‘na düşer.
Burada Artemis‘ten yardım ister
o da onu bulutlara sarar ve bir su kaynağına çevirir.
Ama nehirlerin ve göllerin tanrısı Alpheus yılmaz su kaynağının yönünü yeraltına çevirerek kendi suları ile onunkileri karıştırır.
İşte tam bu noktada tatlı su denize dökülür. Sıracusa / Ortygia, deniz kenarında…
” Bir Paskalya günü Lady Paul, Sir Tudor Vaughan ve Ernest Lomas’la birlikte Rum Patriğin Sarayı’nda bir Paskalya ayinine gittik . Venedikliler’in 1203’de Isaac Angelus adına şehri yeniden ele geçirdiklerinde surları aştıkları yerdeki meşhur manastıra çok yakın, St. Mary Mougouliotissa’da ‘yumurtaların takdisi’ni izledik. Bu yer aynı zamanda 1453’de Osmanlı Orduları’nın Costantinopolis Surları’na yaptığı son hücumunda ağır kanlı çarpışmalarının yaşandığı, yollardan oluk oluk kanların akmasından ötürü, çok hüzünlü bir yer.”
Dorina L. Neave/ Twenty Six Years on The Bosphorus
1282 yılında VIII Mikhail’in evlilik dışı doğan kızı
Maria Paleologina’nın, küçük ve çok şahsiyetli kilisesi… Moğol hakanı Hülagu’ya gelin olarak giden Maria, hakan ölünce oğluna,
onu da kardeşi öldürünce geriye
ülkesine döner.
FenerPanagia Muhliotissa/Moğolların Meryemi Kilisesi,
fetihten önce inşa edilmiş, II Mehmet’in fermanı ve Rum Ortadoks
ibadet yeri olarak, bugün hala işlevini sürdüren tek Bizans yapısıdır.
l
Pandeli, bizim için biri gelince gidilen yer. Sık değil, arada. Cemal Bey yaşlanmış. Karşılıyor, uğurluyor… Düğün tarafı gibi. Her zamanki gibi kalabalık … Yemekleri söyledik. Ve masadaki dergiyi karıştırdım. “Ömrü boyunca daha güneş doğmadan günlük alışverişini kendi eli ile tek tek seçerek yapar. Bunları pişirmek üzere ocak başına geçer. Kısa zamanda lokantası herkesin sevdiği bir mekan olur…”
Kim ; Pandeli Çobanoğlu
2. Dünya Savaşı, yokluk, kıtlık, karne dönemi,
6-7 Eylül Olayları, mahkemeler… Üstteki zeytinyağlı taze fasulyenin bu sefil işlerle ilgisi ne peki ? Belki de acıdan, kırgınlıktan geri kalan bu, teselli ! Ama ne teselli.
Pandeli’nin beğendisi, Yorgo’nun enginarı.
Fazla kaçırınca tatlıya yer kalmıyor. Kalkmak üzere iken Cemal Bey, ” tatlı yemediniz, bu kurabiyeleri ikram edeyim “dedi. Badem Ezmeli o ünlü kurabiye ! Gerisi boş…
Bugün herşeye zaman var, enginar doldurmaya da… Ben de yaptım. Dereotu, soğan, karabiber… Her zaman, bir arada bulmak zor… Buldum. Ama limon yok, olsun. Portakal kondu. Sadece çanağın içi değil halam gibi yaprakların arası da açılıp dolduruldu. Sonuç ; şekil 1.A… Bu “ölümsüz eserin”ortaya çıkmasında bana (çook) yardımcı olan ilham veren, aklımı başımdan alan “sızma zeytinyağı”na teşekkürü borç bilirim.
ben oraya koymuştum, almışlar
arasına sıkışık saatlerin.
çıkarır bakardım kimseler yokken;
beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.
kışken ilkyaz, sularımda açardı;
buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı ?
eski defterlerde sararmış yaprak
beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.
bir ışıktı yanardı yalnız gecelerde;
akşam, çiçekler uykuya yattı,
sardı karşı kıyıları karanlık…
beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.